Bir Programcı İçin Günlük Yaşamın Gerçekleri

Programcı Kimdir?

Bir programcı, bilgisayara özel programlama talimatları vererek bilgisayar yazılımı veya uygulamaları yazan / oluşturan bir bireydir. Çoğu programcı, Yapılandırılmış Sorgu Dili (SQL), Perl, Genişletilebilir İşaretleme Dili (XML), PHP, HTML, C, C ++ ve Java dahil olmak üzere birçok programlama dili ve platformunda geniş bir bilgi işlem ve kodlama geçmişine sahiptir.

Bir programcı ayrıca veritabanı, güvenlik veya yazılım / mobil / Web geliştirme gibi bir veya daha fazla bilgi işlem alanında uzmanlaşabilir. Bu bireyler bilgisayar teknolojisinin gelişmesi ve bilgi işlem alanında etkilidir.

Programcının Görevleri Nelerdir?

Bir programcı, küçük firmalardan büyük BT şirketlerine kadar çeşitli ortamlarda çalışabilir ve aşağıdakiler dahil olmak üzere sistem programlamasıyla ilgili bileşenlerin herhangi birinde yer alabilir:

• Sistem tasarımı
• Sistem Geliştirme
• Kod yazma
• Test yapmak
• Hata ayıklama
• uygulama
• Bakım
• Sistem talimatları veya programları

Bir programcı, bir sistem analisti veya kıdemli bir programcı tarafından sağlanan özelliklere göre çalışır. Bir program tasarımını tamamladıktan sonra, bir programcı tasarımı belirli bir programlama dili ve gerekli platformları kullanarak bilgisayarın çalıştırabileceği ve yürütebileceği bir dizi kod veya talimata dönüştürür. Tasarımı koda dönüştürdükten sonra, bir programcı kodu çalıştırır ve hataları ve hataları arar. Bir programcı kod hataları bulursa, uygun düzeltmeler uygulanır ve program yeniden çalıştırılır. Programcı, kabul edilebilir bir hata seviyesine ulaşana kadar kodu bir deneme yanılma süreci ile mükemmelleştirmeye çalışır ve yazılım ve programlar hiçbir zaman gerçekten mükemmel veya bitmiş olmadığından bu süreci bir programın ömrü boyunca sürdürür.

Programcı İçin Günlük Gerçekler Nedir?

Her gün , insanların yazılım geliştirmeye yönelik harika yolculukları hakkında yazdıklarını görüyorum. Yoksul bir durumdan nasıl başladıkları ve şu anda dünyanın en iyi organizasyonlarından bazılarında geliştiriciler olarak nasıl çalıştıkları hakkında.

Bununla birlikte, bu geliştiriciler genellikle bir programcı olmadan önce bilmeniz gereken teknik şeylere daha fazla önem verir .

Bu makalede, yalnızca bir geliştirici olmadan önce bilmeniz gerekenler değil, aynı zamanda bir ekip üzerinde geliştirici olarak çalışırken bilmeniz ve sahip olmanız gereken şeyler de vurgulanmaktadır.

“Deneyim en iyi öğretmendir” derler, ancak bazen deneyimden önce öğrenmek daha iyi bir genel deneyim yaşamanıza izin verir.

Programlama Bir Takım Oyunudur

Usain Bolt’un koşmasını gördüğünüzde, hızlı koşmaktan çok ilham alırsınız. Ama böyle bir başarıyı mümkün kılmak için kaç kişinin zaman ve çaba harcamak zorunda olduğunu biliyor musunuz? Tam sayı bilinmeyebilir, ancak kesinlikle onu çalıştıran Bolt’tan daha fazla insan var.

Programlama alanında da durum böyledir. Sosyal Ağ gibi filmler , sadece odalarımızda oturup kendi Facebook uygulamanızı veya WhatsApp’ınızı oluşturmak gibi herkesin indirmek ve kullanmak istediği devrim niteliğinde bir uygulama oluşturabileceğimiz izlenimini yarattı. Ama açıkça, dünyayı değiştirmek, bu filmlerin tasvir ettiğinden daha fazla çaba ve sinerji gerektiriyor.

Her alanda başarının gerçekliği, sadece programlama değil, herkesin çabasının herhangi birimizin çabasından daha büyük olduğudur. Birleştirildiğinde çaba çok daha büyüktür ve bu, ekiplerin harika uygulamalar oluştururken ihtiyaç duyduğu çaba türüdür.

Bir geliştirici olarak teknik becerilerin ötesinde, her zaman bir ekip olarak çalışmaya çalışmalısınız. Kimsenin birlikte çalışmak istemediği o geliştirici olmayın(Her şeyi Bilirim Tipindeki İnsanlar). Bir takımın üyesi olarak çalışmaya başlayın, çünkü hep söylediğimiz gibi, “Bir elin nesi var İki elin sesi var.” Bir ekipte çalışmak sizi yalnızca zaten bildiğiniz şeylerde yetkin kılmakla kalmaz, aynı zamanda arkadaşlarınızdan ve meslektaşlarınızdan kendi başınıza öğrenmeniz için biraz zaman alabileceğiniz başka şeyler de öğrenmenizi sağlar.

Çevik ve scrum gibi yazılım geliştirme yöntemleri bile ekipler için bireysel uygulamalardan daha iyi çalışır. Bu şekilde, doğru görevleri yapmak için en iyi çaba harcanır ve herkes en iyi performansı gösterdiğimiz yerde birlikte çalışılabilir.

Bir takım oyuncusu olmak için, normalde yapmayacağınız zamanlarda bile, takım üyeleriniz için ekstra yol kat etmeye istekli olmalısınız. Bu zaten kişiliğinizin bir parçası değilse, yine de “yolumdan çıkamam” bahanesini kullanmamalısınız. Sabit bir zihniyet yerine yaptığınız şeyde bir büyüme zihniyetine sahip olun. Büyüme zihniyetine sahip olmak, deneyimlerimiz ve sınırlı olmadığımızı, daha fazla olabileceğimiz ve daha fazlasını yapabileceğimiz anlamına gelir .

Meslektaşlarınızı anlamaya çalışmak ve neyi en çok sevdiklerini bilmek ve bu tür etkinliklere katılmaya çalışmak ekip arkadaşları arasında müthiş bir dostluk yaratmanın bir yolu olabilir. Konuşmaları artırmaya çalışmak, takım arkadaşları arasında bağlar oluşturmanın başka bir yoludur.

Esasen, takım oyuncusu olmak, birey için değil takım için zaferle ilgilidir. Bu, ekibinizin her üyesi için her zaman zafer aramak anlamına gelir. Görevinizin ve ekibinizdeki herkesin görevlerinin tüm ekibi ileriye taşıdığından emin olun.

Çok Şey Bilmek Mi? Doğru Olanı Bilmek mi?

Bazen çok az şey bildiğimizi hissediyoruz ve bildiklerimizi paylaşmaya

gerek olmadığını görüyoruz. Bilginiz ne olursa olsun, her zaman paylaşmaya çalışın. Bildiklerinizi başkalarına bildirin. Öğrenmenin en iyi yollarından biri, başkalarına bildiklerinizi öğretmektir. Mevcut bilginizi doğrular ve çok yetkin olmadığınız alanlarda iyileştirme fırsatı sunar.

Hiç kimse kodunuzu 1 öteye götüremiyorsa onunla paylaşmanız pek mantıklı olmaz. Bir gün muhtemelen tatildeyken ve biri kodunuzu okurken telefonunuz çalacak ve konudunuz hakkında birçok soru ille karşı karşıya kalacaksınız.Çünkü takımınız ile bunu paylaşmadınız. 🙂

Sahip olduğunuz bilgileri paylaşın. Hiçbir bilgi israf değildir. Bilgiyi tartışmak ve paylaşmak için takım arkadaşlarınızla görüştüğünüz hafta boyunca zaman ayırın.

Özellikle belirli bir iş arkadaşınızın daha iyi yapabileceğini düşündüğünüz bölgede, başkalarının da başarılı olabilmesi ve ilerleyebilmesi için o bölgede hissettiklerinizi ve bildiklerinizi paylaşmak için elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışmayın.

Takıma yeni katılmış yeni bir programcı düşünün; geçiş sürecinin sorunsuz olduğundan ve yapabildiğiniz her şekilde yardım ettiğinizden emin olun. Çok büyük yollarla olmayabilir, ancak küçük yollarla yardım etmek yeni bir programcının başarılı olmasını sağlayabilir.

Pek çok insan programlamada ileri gitti, sadece denedikleri için değil, bir yerlerde onlara yapabileceklerini söyledikleri için. Sonuçta hiçbirimiz hepimizden daha akıllı değiliz.

Sorunları Doğrudan Tartışın

İnsanlar bazen programcıların yalnızca bilgisayarlarıyla konuştuğuna inanırlar.

Herhangi bir konuda daima açık ve tarafsız olun . Sorunları asla gözetimsiz

bırakmayın. Zararsız bir çaba gibi görünebilir, ancak devam ettiğinde, ekip içinde dikkat dağıtıcı ve güvensizliğe neden olur.

Başka birinin arkasından konuşursanız, sizin arkasından da bahsedilebileceğini unutmayın. Bu kadar basit. Bir konuşmanın dedikoduya dönüştüğünün farkına vardığınızda, sadece bu tür toplantılardan ayrılmakla kalmayıp, bu insanları böyle bir şey yapmaya karşı uyarmaya çalışın.

Denge Ara

Programcılar kariyerlerine ilk başladığında, projelere dalmaktan heyecan duyuyorlar. Ancak , takım arkadaşlarınızı kodunuza dahil etmeniz gerektiğini unutmak kolaydır . Gerçek şu ki, işin her zaman yüzde 100’ünü yapan kişi olmayacaksınız.

Çıktınız ile iş arkadaşlarınızınki arasında bir denge bulmaya çalışın. Her zaman belirli görevleri yerine getirirken diğerlerinden daha iyi olan bazı insanlar olsa da, siz ve ekip üyeleriniz hakkında iyi bir izlenim yaratmayı amaçlayan bir iş çıktısı bulmaya çalışın.

Bu, tüm işi yapan ana kişi olsanız bile meslektaşlarınızla çalışmayı içerir. Sonunda, zaferini sizinle ve takım arkadaşlarınla ​​paylaş. Herkes büyük ve önemli bir şeyin parçası olmaktan mutluluk duyar.

Bu, takımdaki çabalarınızı gölgede bırakmakla ilgili değil. Bu, her zaman tüm işleri yapmayarak ve diğer üyelerinizin işlerini yaparken kendilerini yerinde hissetmeyerek herkesi ekibin bir parçası haline getirmektir.

Özellikle takım arkadaşlarınızın gelişmesi gerektiğini düşündüğünüz alanlarda programı olabildiğince sık eşleştirmeye çalışın. Bu sorunları tartışıp düzeltebilmeniz için ikili programlama oturumları sırasında hata yapmalarına izin verin. 

Unutmayın: Kimse Programcı Doğmadı

Hiç kimse bir programcı olarak doğmadı, yani yaptığımız her şey için bir öğrenme zamanımız var. Yeni bir mühendisle çalışmaya başladığınızda ya da öğrenmesi zor olduğunu düşündüğünüz bir şey öğrenmeye çalışırken sabırlı olmaya çalışın. Her uzmanın bir zamanlar acemi olduğunu ve programlamada yeni şeyler öğrenirken acemi olmanın uygun olduğunu unutmayın.

Bunu hatırlamanın en kolay yolu, bir programlama diline ne zaman başladığınıza bakmak ve ne kadar ilerlediğinizi görmek. Başkalarının bir şeyler başlatmak için mücadele ettiğini gördüğünüzde, bu her zaman aklınızında olmalıdır.

En Önemli Anahtar : Geribildirim

Bir programcı olmak için eğitim aldıktan sonra , her şeyi bildiğinizi düşüneceksiniz. Ancak çok önemli bir noktayı hatırlamak önemlidir: Geri bildirim önemlidir. Geri bildirim alabilmenin yanı sıra, bunu da verebilmeniz gerekir.

İnsanlar olarak, gelişme için büyük alanımız var. İyi bir geribildirim, kenzimizi geliştirmek için kaçırılmaz bir fırsattır.

Her zaman doğru olamayız, ancak kesinlikle yanlışlarımızla öğrenebiliriz ve böyle bir yol, iş arkadaşlarınızdan ve işverenlerinizden nasıl daha iyi olabileceğiniz konusunda geri bildirim almaktır. Örneğin, bazen kuruluş ve genel olarak iş arkadaşlarınız için çok önemli olmayan bir şeye çok fazla zaman ve kaynak harcayabilirsiniz.

Ayrıca ele alınması gereken konularda işverenlerinizle ve meslektaşlarınızla iletişim kurmanız da önemlidir. Bu, sıradan sohbet veya odaklanmış tartışmalar şeklinde yapılmalıdır.

Programlama Sizin İçin Uygun mu?

Sonunda, programlama sadece bilgisayara talimat vermekle ilgili değildir. Bunu yaparken bilgisayara talimat veren herkesi mutlu etmekle ilgilidir.

Bu, bir ekip olarak birlikte çalışmayı, herkesin bilmesi gerekenleri paylaşmayı, ekip üyeleri arasında denge yaratmayı ve sorunları açık ve dürüst bir şekilde tartışmayı içerir. İnsanlar doğal olarak sosyal hayvanlardır ve bu nedenle başkalarıyla en iyi şekilde iletişim kurmak bizi daha iyi ve daha mutlu edebilir.

Hepimiz işimizde daha iyi olmak istiyoruz ve geri bildirim paylaşarak ve başkalarının başı belada olduğunda yardımcı olarak başkalarını daha iyi hale getirmeye çalışırsak hepimiz başarabiliriz. Hepimiz orada bulunduk ve sıkışmanın ne kadar can sıkıcı ve yorucu olabileceğini anlıyoruz.

Bunlar programcı olmanın gerçekleri. Meydan okumayı kabul etmeye hazır mısınız?