Teknoloji Evrimleşir Mi ?

Tarih, art arda bugün mümkün olmayanın yarın mümkün olabileceğini göstermiştir. 

Birincisi, her gün; yeni bir şeyler öğrenmek için bir şans. Teknolojinin sonsuza dek evrimleşen bir alan olduğundan bahsetmiyoruz, bu yüzden dünyayı sarsan bir şey yapma fırsatı hemen yanı başında olabilir. 

Eğer bir yazılımcıysanız, bu fırsatı değerlendirmek için kendinizi geliştirme yolundasınız demektir. Ve Walt Disney’in dediği gibi

“İmkansızı yapmak eğlencelidir.”  

Walt Disney

Kodlamanın Dünya’ya Olan Etkisinin 10 Kanıtı 

1.Uzayın Fethi

Margaret Hamilton, matematikten hoşlanan gözlüklü, genç, kısa boylu, 33 yaşında bir kadındı. 1960’ların başında NASA için önemli bir şey geliştiren MIT’nin Charles Stark Draper Laboratuarı’ndaki az sayıdaki kadından biriydi. 

Apollo ve Skylab programları uzay araştırmalarında yeni bir döneme işaret edecektir. Hamilton, Apollo komut modülünü, lunar inişi ve nihayet dünyanın ilk uzay istasyonu olan Skylab’ı kontrol etmek için kullanılan uçuş yazılımını geliştiren ekibi yönetti.

Bilgisayar bilimi dersleri veya yazılım mühendislerinin olmadığı bir zamanda Hamilton kendi kendini eğitiyordu. Uygulamalı tecrübesiyle becerilerini geliştirerek, kurtarma sistemleri ve hata bulma yazılımı tasarladı ve geliştirdi.

2.Dünyanın 1 Numarası Windows

William Henry Gates III – Dünya onu kısaca Bill olarak tanıyor.1955 Ekim’inde doğdu. 13 yaşına geldiğinde, okuldaki bilgisayar sistemlerine erişmek için okulundaki programlardan faydalandı. 

BASIC’de ticari oyunlar yazdı ve daha sonra, programlama konusundaki uzmanlığını gösterdiğinde, okulunun maaş bordrosu programları ve ders çizelgeleme yazılımı geliştirmesine yardım etmesi için yazılım ekibine dahil edildi. 

Onun fikri basitti: Makineleri yapma ama onları çalıştıran yazılımı yap. 
Microsoft’u kurmaya karar verdi. Şirket, 20 Kasım 1985’te MS-DOS’un grafik arayüzü olan Microsoft Windows’u piyasaya sürdü. 

3. Zindanlardan ve Şeytanlardan Yükselen Akım

Yıllar boyunca yaratılan birçok video oyunu türünden, biraz farklı olan bu oyun, bir çok ve en tanınmış oyuna öncü oldu.

1997 Electronic Arts’ın çıkardığı Zindan Muhafızları(Dungeon Keeper) adlı oyun bunlardan bir tanesidir. Hepsi oyuncu tarafından yaratılan dünyalarda gerçekleşen üç oyun modu olan ücretsiz bir oyun. Dungeon Keeper 2. İlk Dungeon Keeper orjinal fikri (Zindana giren kahramanları değil, o kahramanları yok etmek isteyen kötü adam olmak), RTS’ler açısından değişik yaklaşımı (Karakter üretmemek ve kontrol etmemek) ve yapım aşamasının uzamasıyla dönemin oyunseverlerinin çok konuştuğu işlerden biriydi ve sonuçta belli bir başarı kazandı.

Bu oyun, “Minecraft” adı verilen, belki de tüm zamanların en popüler blok oluşturma oyunu olan Markus “Notch” Persson adlı genç bir programcıya ilham verdi.

4. WolframAlpha

“Siri, Amerika Birleşik Devletleri’nin bir parçası mı?” 

Kişisel bir asistana daha önce bir soru sorduysanız, arama motorunun Apple veya Google’dan gelen geniş veritabanları tarafından desteklenmediğini bilmiyor olabilirsiniz. Bunun yerine, arama sorgusu, özünde bir Wolfram Mathematica kodu olan güçlü bir “hesaplamalı bilgi motoru” olan Wolfram Alpha tarafından yönlendirilir. 

İngiliz Amerikalı bilgisayar bilimcisi Stephen Wolfram tarafından geliştirilen Wolfram Mathematica , neredeyse her şeyden veri elde etmek için kullanılabilen, çapraz platformlu bir bilgi işlem merkezidir. Aynı zamanda en sevdiğiniz filmin yerel sinemasında en sevdiğiniz kişisel asistanınızla ne zaman oynadığını öğrenmenize yardımcı olur.

Wolfram Mathematica, makine öğrenmesi , sinir ağları , görüntü işlemcileri, veri bilimi ve daha pek çok şeyin gelişimini hızlandırmaya yardımcı oldu . Bilimsel araştırma, mühendislik ve matematiğe dokunan ,bilgisayar alanlarında devamlı olarak kullanılıyor. 

Stephen Wolfram bu dili yarattığında, muhtemelen dünyayı olduğu gibi etkileyeceğini düşünmüyordu, ancak Wolfram ve kodu yaşamlarımızı ve yaşadığımız dünyayı nasıl yaşadığımızı büyük ölçüde değiştirdi. 

5.Photoshop’un Yaratıcıları

Böyle bir seviyeye ulaştığınızda, dünyada önemli bir etkiye sahip olduğunuzdan emin olabilirsiniz. Thomas ve John Knoll ( Rogue One: Yıldız Savaşları Hikayesi için de hikaye geliştirdi ) tam da bunu yaptı.

Photoshop‘un yaratıcıları olarak ikisi, babalarının karanlık odasında çalıştıkları aynı deneyimi yeniden yaratmaya çalıştılar. Photoshop’un 1990’da piyasaya sürülmesi sırasında, bitmap resim düzenleme zaten çalışılan bir alandı. PCPaint, PixelPaint ve PC Paintbrush gibi ürünler Dünya’ya egemen oldu. Ancak Photoshop’u farklı kılan, bilgisayar tabanlı fotoğrafçılık ve görüntüleri manipüle etmek olunca,bu inanılmaz bir yetenekti.  

Yüksek çözünürlüklü görüntüleri düzenlemek, çok fazla işlem gücü gerektirir ve Photoshop, kullanılan programın düşük düzeyli grafik yordamları nedeniyle mükemmeldir. Thomas Knoll, görüntü işlemede doktora derecesini alırken yazılımını geliştirdi. 

Temel atıldığında Photoshop, sanatçılar, tasarımcılar ve fotoğrafçılar için go-to-software olmaya devam etti. Yazılım, teknolojinin yaptığı gibi gelişti, CMYK desteğini aldı ve Photoshop’u PC’lere ve Windows pazarına sürüm 2.5 ile tanıttı.

Programın şimdi çevrimiçi sayısız ücretsiz kopyalarını içeriyor, ancak yine de görüntü manipülasyonunda standart olmaya devam ediyor.Çünkü bir programcı fotoğraflarını daha canlı hale getirmek ister.

7. WordStar Olarak Bilinen Devrim 

İlk bilgisayarlar son derece kullanımı zordu. Bugünün aksine, fare ya da dokunmatik yüzey kontrolleri yoktu. Ekran yazı tipleri veya uygun karakter aralıkları yoktu ve aslında bugün aşina olduğumuz etkileşimin hiçbiri yoktu. Bunun yerine, kullanıcılar grafik oluşturmak için ASCII karakterlerini kullandılar; Haliyle bu da veri girişini zorlaştırıyordu.

Rob Barnaby tarafından yazılan program, sekreterlerin küçük, yeşil bir ekrana ve disket sürücülere sahip olan, bavul büyüklüğünde, eski bir “masaüstü” makineyi kullanarak doğrudan bilgisayara veri girmelerini sağladı.    

Wordstar, yeni gelişen 8 bitlik BGBM bilgisayar pazarına gerçek bir belge düzenlemesi getirdi ve bir fırtına gibi iş dünyasında gezindi. İşin nasıl yapıldığını ve insanların makinelerle nasıl etkileşime gireceğini değiştirdi. Aslında, her şeyi değiştirdi ve bugün bile hala bir etkisi var.

8. Kod Kraliçesi

Zaman içinde çoğu Amerikalı gibi, Grace Hopper ülkesi için her şeyini ortaya koymak ve II. Dünya Savaşı’nda mücadele etmek istedi. Bu yüzden 34 yaşındayken Donanma’ya katılmaya çalıştı, ancak geri çevrildi, çünkü Vassar Koleji’nde matematikçi ve matematik profesörü olarak devam etmesinin ülkesine daha faydalı olacağı düşünüldü.

Harvard Üniversitesi’nde Donanma için çalışmaya başladı ve Mark I bilgisayar programlama projesinde görev aldı . İşini çok sevdi, 1949 yılına kadar Harvard Hesaplama Laboratuarı’nda kaldı ve Vassar’da tam bir profesörlük yaparak Donanma sözleşmesi kapsamında araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladı.

Kalıcılığı ile tanınan, 1960’lı yılların etrafını bilgisayarlarla sardı. Grace bir gün, “Veri işlemcilerin programlarını sekizli kodla yazmaya çalışmak veya her türlü sembolü kullanmak yerine , İngilizce olarak yazabilmeleri gerektiğine ve bilgisayarların makine koduna çevrilmesine karar verdi. Bu, veri işlemcileri için kullanılan bir bilgisayar dili olan COBOL’un başlangıcıydı.”

Not: Neden tüm programlama dilleri İngilizcedir ?

Bilgisayar programcılığını İngilizce yazılmış bir programlama diliyle erişilebilir hale getirmek. Fikirlerinin akranları tarafından kabul edilmesi yıllar aldı. Fakat nihayet kabul edildiğinde, COBOL, bilgisayarları çalıştırmak için rakamları değil, kelimeleri kullanan ilk bilgisayar diliydi. Bugün COBOL, Grace’in dediği gibi, “Bugün veri işlemede kullanılan ana dildir” .

9. Bir Endüstrinin Doğuşu

Arcade Computer Computer Space başarısından sonra, Nolan Bushnell ve ortağı Ted Dabney, Atari adlı bir şirket kurdu. Bushnell şirketi kurduktan kısa bir süre sonra , şimdi Ampex’te çalışan,Elektrik Mühendisliği ve Bilgisayar Bilimleri öğrencisi olan Allan Alcorn’i işe aldı. Elektrik mühendisliği ve bilgisayar bilimleri konusundaki tecrübesi nedeniyle, Alcorn’u Bushnell’in bir sonraki projesi için mükemmel bir programcı olarak düşündüler. 

Atari tarafından geliştirilen ilk oyun – tenisin basit iki oyunculu elektronik versiyonu PONG ,kültürel bir fenomen haline geldi ve bugün bildiğiniz video oyun endüstrisini başlattı.

10. Facemash

Harvard’daki ikinci sınıfında, nispeten sessiz bir öğrenci olan Mark Zuckerberg , “Facemash” adlı programda özenle çalıştı. Yurt odasının köşesine oturduğunda,sadece dünyayı değiştirecek bir program geliştirmedi, ancak insanların veri toplama algılarını ve insanların kişisel mahremiyet hakkındaki düşüncelerini değiştirdi.

Mark Zuckerberg’in Facemash’i ilk dört saatinde 450 ziyaretçi ve 22.000 fotoğraf görüntüsü çekti. Site anında Harvard fakültesi tarafından kapatıldı ve sitenin telif haklarını, kişisel gizliliği ve güvenliği ihlal ettiğini iddia edildi. Nihayetinde Harvard iddiaları reddetti. Sosyal medya platformunun gelişimine devam etti. Sonunda program Facebook halini alarak Dünya’yı geri dönülmeyecek şekilde değiştirdi.

Daha yakın zamanlarda, Facebook siyasi aktivizm ve tartışma için bir araç haline geldi. Ancak yine de milyonlarca ve milyarlarca kullanıcıya hitap ediyor. Facebook, sosyal verinin nasıl yakalanıp paylaşıldığı ve küresel etkiye sahip milyonlarca dolarlık bir organizasyonun nasıl oluşturulabileceği konusunda yol haritasını oluşturdu.